“Gücünü Anadolu’dan almayan adam bize lazım değil”

Ben devletin politikalarına uygun bir adam değilim. “Takdir ediyoruz, iftihar ediyoruz” derler o kadar. Asla desteklenmem. Çünkü ben dayatılan resmi tarihten değil, kendi okuyup araştırdıklarımdan, inandığım insanlardan dinlediklerimden alırım bilgiyi. Sonra bunları kendi düşünce yapımın içinde birleştirir, kendi doğrularımı bulurum ve her ortamda bildiğim doğruları hiç çekinmeden yazarım söylerim.

Her zaman gücü Anadolu’dan almaya çalışan adamım. Gücümü tarihin başladığı topraklardan alırım. Gücü Anadolu’dan almayan adam gitsin köşede tek ayaküstünde beklesin. Cezası odur. Zaten bu adam bize lazım değildir.

Mezopotamya ve Anadolu coğrafyası her şeyin başlangıcı, bilimin, tekniğin, sanatın, hayatın hatta inançların başlangıcıdır.

Mezopotamya ve Anadolu uygarlık merkezleri iken Batı tarih sahnesinde yok. Sonradan güç olmaya başlıyorlar ve uygarlık da eksen kayması oluyor. Ama burayı yadsıyorlar. Hatta yağma ve talana yöneliyorlar ve yok saymaya başlayarak; kendilerini merkez alarak tarihi kendilerinden başlatıyorlar. Bize ait bilgiyi toplayıp altına imza attıklarını ve ” Tüm bunları biz bulduk” dediklerini de biliyoruz.

ABD Irak’ı işgal ettiğinde ilk yaptığı şey; müzelerdeki Sümer yazıtlarını alıp götürmek oldu. Niçin? Çünkü bilgi kimdeyse güç ondadır. Ama sorarsanız “Biz onlara sahip çıktık, yok olmalarını istemedik” derler. Asırlardır Anadolu’yu talan ettiler. Biz ise onları izledik. Bizim sorunumuz üzerinde oturduğumuz zenginliğin altında ezilmemiz. Ortadoğu da halklar birbirleriyle bir türlü barışık olamıyorlar..

Buranın enerji kaynaklarının zenginliği sınırsız ama biz bir araya gelemediğimiz için başkaları gelip bunu çok rahat bir biçimde yağmalıyorlar. Tarihte ilk büyük kavgalar da bu topraklarda oldu. Yeterince ders alınmadığı içinde sürgit devam ediyor.

Maalesef biz de Anadolu bilincinden uzak olduğumuz için bu oyunlara çok rahat geliyoruz.