Son yıllarda Türkiye’de sosyal medya üzerinden bir linç kültürü gelişiyor. Sosyal medya yazık ki, içimizde gizli kalmış çirkinlikleri, korkaklıklarımızı, komplekslerimizi kustuğumuz bir yer halini aldı. İş o kadar ileri gitti ki ne Türk örf ve adetlerine ne İslam’a ne de öykündüğümüz Batı’nın ahlak kriterlerine uymayan bir çirkinlikle kadınlarımızın namusuna kadar dil uzatmaya başladık.
İşin daha da çirkin yanı klavye arkasına sığınmış bu “iğrenç” insanların -ki onlara insan bile dememek gerekiyor- yazdıkları yalan ve iftira dolu satırlara taraftarları tarafından alkış tutulması ve birinin namus ve haysiyeti ile oynanmasının eğlence konusu yapılması….
Kadın bizim için kutsaldır. Anamızdır, bacımızdır, kardeşimizdir… Sevdiğimizdir, eşimizdir. Biz ailemizden, yaşadığımız çevreden böyle öğrendik. Arkadaşlarımızın karısı bizim yengemizdir. Kadını dövmek, incitmek bir kenara, kadına hakaret edilmesi bile benim için zuldür, ayıptır,
Sosyal medya ise en ücradaki insanın bile sesini duyurabildiği iyi kullanılınca adaletli bir sistemdir. Ancak asla başıboş kanunsuz olmaması gerekmektedir. Sosyal medyanın yasalar çerçevesinde kimseyi incitmeyen yeni bir düzenleme ile topluma kazandırılmasının doğru olacağını düşünüyorum.
Ve artık bizim de facebook, instagram gibi sosyal paylaşım platformlarımızın oluşturulması gerekiyor.. Zamanı gelmiştir..
TULUYHAN UĞURLU