“İstanbul özünde güzelliği ve aşkı saklar”

İstanbul özünde güzelliği ve aşkı saklar. Bu doğa harikası kenti ne kadar çirkinleştirmeye çalışsanız, başaramazsınız. Tüm çirkin eklentilerin arasından bir yerlerden sizi büyüleyen bir ayrıntı ile çıkar karşınıza. Dünya Başkenti İstanbul ayrılamayacağınız ebedi bir sevgilidir. “Sonsuza Kadar” ona olan aşkınız büyüyerek sürecektir. Şairlerin, bestecilerin en çok eser bıraktıkları kenttir İstanbul. Önemli olan Şair’in onu ‘Aziz İstanbul’ diyecek kadar kutsal görmesidir.

İstanbul’u ben olgun ve çok şey görmüş bir insana benzetirim. İnsanlar çeşitli kentlerden buraya gelirler. Kendi kültürlerini korumaya ne kadar özen gösterseler de İstanbul onları farklılaştırır. Bu kentte yaşayan herkes şuralı ya da buralı değil, ‘İstanbullu’dur. İstanbullu olmak bence büyük bir ayrıcalıktır. İstanbullu beceriklidir, yardımseverdir ve her şeyin ötesinde çağdaştır. Yeni projelere açıktır, ufku geniştir. Asırlardır tüm kültürleri ustaca içinde barındırır. Bu kültür karmaşası içinde kavga yoktur. Çünkü bu devasa kentte herkes biraz İstanbullu, herkes biraz yabancıdır.

İstanbul’un tarihini en iyi yansıtan yerler tabii Sultan Ahmet, Sirkeci, Eyüp ve Tarihi yarımadanın neredeyse tümü ve her açıdan Boğaziçi. Çocukluğum Rumelihisarı ve Bebek’te geçti. Sonra Erenköy’de oturduk. Türkiye’ye döndüğüm ilk yıllarda Bostancı’da yaşadım birkaç yıl ve ardından Beylerbeyi ve Çengelköy. Hepsiyle ilgili sayısız anım var. Ancak ben geçmişte değil gelecekte yaşamayı severim her zaman. Ataşehir ve tüm yeni yerleşimler benim için İstanbul’un geleceğini simgeler ve heyecan vericidir. Sapphire’de konserler verdim, İstanbul’un en yüksek binasından kente baktım. Güzellikler ve çirkinlikler kuşbakışı daha açık görünüyor. Kentsel gelişim projeleri ile yepyeni bir İstanbul yaratılmasını umuyorum. Tarihine dokunmadan, geleceğe uzanan bir kent, düşlerimdeki.

Yorum Yaz


*