“Piyanonun kültürümüzdeki yerinin ney kadar olmasını isterim”

Piyanonun kültürümüzdeki yerinin Ney kadar olmasını isterim. Bütün çalışmam ve çabam da bunun içindir. Enstrümanlar arasında fark gözetmek, enstrümanlar arasına ayrım sokmak faşizmdir. Her enstrüman bir medeniyeti teslim eder. Her medeniyette insanla oluşur. Eğer siz bir enstrümanı yok sayarsanız bir medeniyeti yok saymış olursunuz. Bu da faşizmden başka bir şey değildir. Bu yüzden ben bir bağlama kadar, bir ney kadar piyanonun da bu topraklarda yaşatılmasını istiyorum ve bunun gayreti içindeyim. Aslında bunu Anadolu insanı çok iyi anlıyor. Örneğin ben sahneye kanunla, neyle, rebapla, kavalla, bağlamayla çıkıyorum. Anadolu insanı hiçbir tepki göstermeden konserleri zevkle izliyor ama batıya öykünen, batı medeniyetini her şeyin üstünde zanneden bir takım tipler ‘Bağlamanın, neyin ne işi var piyanonun yanında’ diyebiliyor. Dolayısıyla buradan kimin faşist olduğunu çok net görüyorsunuz. Bunu yapmamız lazım çünkü her enstrüman bir insanı temsil eder, her enstrüman bir insanın doğuşudur, her enstrüman bir medeniyeti temsil ediyor ve ortak bir amaç için gayret ediyorlar. Ortak bir amaçtan hareket ederek bir eser ortaya çıkarıyorlar. İşte demokrasi budur. Hepsi faklı farklı yerlerden gelirler, farklı şeyler söylerler ama bir uyum içinde hareket ederler.

“Piyano diğer enstrümanları anlamak için önemli bir anahtar…”

Enstrümanların her medeniyetiyle ilgilenmek çok keyiflidir. Daha doğrusu sanatın her dalıyla ilgilenmek gerekir. Elbette ki ney çaldığı zaman çok duygulanıyorum ama ben Ortadoğuluyum ve diğer enstrümanlarla da ilgilenmeliyim ve onları anlamalıyım. Bu yüzden piyano bunlar için bir anahtar. Yine ben eserlerimi Anadolu motiflerinden esinlenerek çalıyorum. İşte bu insanları çok cezp ediyor ve insanlar şunu anlıyor. Demek ki bir piyanistte uzun hava çalabiliyormuş.

One Comment - Write a Comment

  1. Size katılıyorum değerli Tuluyhan Uğurlu????

    Reply

Yorum Yaz


*