Mezopatamya’dan Devasa Bir Uygarlık: Akadlar

Kaynak:https://www.tarihcantasi.com/

Akadlar ya da Akad İmparatorluğu, Mezopotamya’da kurulmuş bir devlettir. Kurucusu, Akadlı Sargon’dur ve milattan önce 2334 ile 2279 yılları arasında yaşamıştır. Merkezi Akad şehridir. Günümüzde tam olarak, nerede olduğu bilinmese de şehrin Fırat Nehri’nin batı yakasında, muhtemelen Sippar ve Kish şehirleri arasında bulunduğu bilinmektedir. Ayrıca, şehir Agade olarak da anılmaktadır. Günümüzde, Akad İmparatorluğu’nın kapsamı ve büyüklüğü tartışmalı olsa da dünyanın ilk çok uluslu imparatorluğu olarak kabul edilmektedir. Bu büyük ve oldukça önemli niteliklere sahip olan imparatorluk, dil olarak Akadca kullanıyordu.

 Akadca dili o zamanlar dahi, imparatorluğun kurulmasından önceye dayandığından köklü bir dil niteliği taşıyordu. Bunların yanı sıra Akadlar, Mezopotamya bölgesini istikrara kavuşturdu. Sanat, edebiyat, bilim, tarım ve dinin gelişmesine önem verdi. Sümer Kral Listesi’ne göre Akadların beş hükümdarı vardı. Bunlar; Sargon, Rimush, Manishtusu, Naram-Sin (Naram-Suen olarak da bilinir) ve Shar-Kali-Sharri idi. Geniş ve kapsamlı bir imparatorluk olan Akad İmparatorluğu, kıyafetlerini, yazılarını ve dini uygulamaları fethedilen topraklarda yaşayan halkların geleneklerine empoze etti.

Sargon ve Akad İmparatorluğu’nun Kuruluşu

     Anıldığı adıyla Büyük Sargon, Akad şehrini restore ederek imparatorluğun merkezini kurdu. Milattan önce 2334 ila 2279 yılları arasında hüküm sürdü. Kendi deyimiyle, “Evrenin dört köşesi”’ni fethetti ve tekrarlanan askeri uygulamalarla imparatorluğundaki düzeni sağladı. Akadlarda sağladığı istikrar; yol yapımına, gelişmiş sulamaya, ticarette daha geniş bir etki alanına ve sanat ve bilimde gelişmelere yol açtı. Akadlar, için çivi yazısıyla yazılmış kil tabletlerin, alıcının adı ve adresi ile gönderenin mührü ile işaretlenmiş kil zarflara sarıldığı ilk posta sistemini yarattı. Kil zarfı kırmak dışında, açmanın bir yolu olmadığı için bu mektuplar, amaçlandıkları kişi dışında açılamazdı.

Anıldığı adıyla Büyük Sargon, Akad şehrini restore ederek imparatorluğun merkezini kurdu.

     İmparator olduğu süre boyunca, varlığını sürdürmek için Sargon, stratejik olarak en iyi olan ve en güvendiği adamlarını çeşitli şehirlerde güçlü pozisyonlarına yerleştirdi. Sargon ayrıca, kızı Enheduanna’yı İnanna’nın Baş Rahibesi olarak Ur’a taşıdı. Onun aracılığıyla dini kültürel işleri uzaktan yönetebildi. Ayrıca kızı Enheduanna, bugün dünyanın ismiyle tanınan ilk yazarı olarak biliniyor. Enheduanna’ının hayatının bilinen kısmı, yorumlandığında İnanna’ya etkileyici ilahilerini sunmanın yanı sıra çok yetenekli ve güçlü bir rahibe olduğu görünüyor.

Akadlar: Sargon’un Halefleri: Rimush ve Manishtusu

     Sargon, 56 yıl hüküm sürdü ve ölümünden sonra yerine babasının politikalarını yakından takip eden oğlu Rimush geçti. Rimush milattan önce 2279 ila 2271 yılları arasında Akad İmparatorluğu’na hükmetti. Sargon’un ölümünden sonra, Akadlar isyan etti. Bu nedenle Rimush, saltanatının ilk yıllarını düzeni sağlamak için geçirdi. Mağlup ettiği, Elam’a karşı kampanya yürüttü ve bir yazıtta Akad’a büyük servet getireceğini iddia etti. Ölmeden önce, sadece sekiz ila dokuz yıl arası hüküm sürdü ve yerine kardeşi Manishtusu geçti. Manishtusu’nun tahta geçmek için, kardeşinin ölümüne neden olduğuna dair bazı söylemler bulunmaktadır. İlerleyen süreçte, Rimush’un ölümünden sonra, tarih tekerrür etti ve Manishtusu, topraklarını yönetme işine girmeden önce: Akadlar tarafından gerçekleştirilen yaygın isyanları bastırmak zorunda kaldı.

Manishtusu’nun dikilitaşı bugün, Paris’teki Louvre Müzesi’nde görülebilir.

     Ticareti artırdı ve yazıtlarına göre: Magan ve Meluhha (Yukarı Mısır ve Sudan olduğu düşünülüyor) ile uzun mesafeli ticaret yaptı. Ayrıca imparatorluk boyunca, inşaatta büyük projeler üstlendi ve çok etkileyici bir mimari yapı olarak kabul edilen Nineveh’deki İştar Tapınağı’nın yapımını başlattı. Tüm bunlara ek olarak toprak, reformu yaptı ve babası ile erkek kardeşinin imparatorluğunu geliştirdi. Arazi parsellerinin dağılımını anlatan Manishtusu’nun dikilitaşı bugün, Paris’teki Louvre Müzesi’nde görülebilir. Ölümü biraz gizemlidir, fakat Leick’e göre, “Manishtusu saray mensupları tarafından silindir mühürleriyle öldürülmüştür”. Ancak öldürme için kesin bir neden gösterilmemiştir.

 
 

Akadlar’ın En İyi Kralı: Naram-Sin

     Akadlar, milattan önce 2261-2224 yılları arasında Manishtusu’nun oğlu Naram-Sin (Naram-Suen) tarafından yönetildi. Naram-Sin, kendisinden önceki imparatorlar olan babası ve amcası gibi, yönetime başlayabilmek için imparatorluktaki isyanları bastırmak zorunda kaldı. Ancak başladıktan sonra, imparatorluk onun hükümdarlığı altında oldukça fazla gelişme kaydetti. Hükmettiği 36 yılda imparatorluğun sınırlarını genişletti, düzeni sağladı, ticareti artırdı.

     Ayrıca, ordusuyla Basra Körfezi’nin ötesinde ve hatta Mısır’a kadar sefere çıktı. Bunlarla birlikte Naram-Sin’in şu an Louvre’da bulunan yazıtı, Lullubi’nin (Zagros Dağları’ndaki bir kabile) kralı Satuni’ye karşı kazandığı zaferini anlatmakta ve Naram-Sin’in dağdan yükselip tanrı suretindeki düşmanlarının bedenlerini çiğnerken ki görüntüsünü tasvir etmektedir. Bu zaferlerin ve uygulamaların üstüne Naram-Sin, Mezopotamya panteonundaki herhangi bir tanrıyla eşit düzeyde olduğunu belirten bir işaretle adını yazmaya başladı. Akadlar tarafından, imparatorluğun zirvesi olarak kabul edilen muhteşem saltanatına rağmen, sonraki nesiller onu edebi bir metin olan Agade’nin Laneti ile ilişkilendireceklerdi.

Akadlar, milattan önce 2261-2224 yılları arasında Manishtusu’nun oğlu Naram-Sin (Naram-Suen) tarafından yönetildi.

     Bir adamın, tanrılardan zorla cevap alma girişiminin büyüleyici hikayesini anlatan bu metin Naram-Sin ile özdeşleştirildi. Metne göre Naram-Sin’in tanrılarla kendini eşdeğer görmesinden dolayı Akad şehri kutsanmaz ve işgallere açık bir hale gelir. Bunun üzerine, Naram-Sin dualarla tekrardan sadakatini sunmaya çalışır. Tarihsel kayıtlara göre ise Naram-Sin, ilerleyen süreçte tanrıları onurlandırdı, tapınaklarda da kendi imajına sahipti. Yerine milattan önce 2223-2198 yılları arasında hüküm süren oğlu Shar-Kali-Sharri geçti.

Akadlar: İmparatorluğu’nun Düşüşü

     Shar-Kali-Sharri’nin saltanatı başından beri zordu, çünkü babasının ölümünden sonra isyanları bastırmak için büyük çaba sarf etmek zorunda kaldı. Ancak, seleflerinin aksine düzeni sağlama yeteneğinden yoksun görünüyordu ve başaramadı. Akadlar imparatorluğuna dışarıdan gelecek saldırıları önlemek için de yetersizdi. Leick’e göre Shar-Kali-Sharri; çabalarına ve başarılı askeri kampanyalarına rağmen, devletini dağılmaya karşı koruyamadı. Shar-Kali-Sharri’nin ölümünden sonra, artan anarşi ve kafa karışıklığı döneminde yazılı kaynaklar azaldı. Shar-Kali-Sarri, Elamitler’e, Amoritlere ve istilacı Gutianlara karşı neredeyse sürekli bir savaş yürüttü. Ancak beraberinde, yoksulluğa yol açan ve en yıkıcı olan Gutian istilası oldu.

Akad İmparatorluğu’nun düşüşü hala gizemini korumaya devam etmektedir.

     Gutian istilası, tamamen Akad İmparatorluğu’nun çöküşü ve ardından Mezopotamya’nın karanlık çağı ile itibar edildi. Bununla birlikte son araştırmalar, ticarette bozulmaya ve belki de kıtlığa neden olanın büyük olasılıkla iklim değişikliği olduğunu iddia ediyor. Shar-Kali-Sharri ve oğlu Shu-Turul’un ölümünden sonra Akad’ın son iki kralı, sadece şehrin etrafındaki bölgeyi yönetti. Bu nedenle onların döneminde imparatorluk ile ilgili olarak nadiren bahsedildi. Akadlar ve imparatorluklarının yükselişinde olduğu gibi, Akadlar’ın düşüşü de bir gizem taşımaktadır. Bugün hafızalara kazınan ise, kralları ve efsaneleri ilgi çeken, dünyadaki ilk imparatorluk niteliği taşıyan bir devletin varlığıdır.

Yorum Yaz


*