Geleceğin Tarımı: Topraksız Tarım

Örtüaltı varlığı bakımından dünyada 4’üncü, Avrupa’da ise İspanya’nın ardından 2. sırada yer alan Türkiye, topraksız (hidroponik) tarım konusunda önemli bir potansiyele sahip. Birçok gelişmiş ülkede önemli büyüklükteki alanlarda uygulanan topraksız tarım sisteminde ülkemizde de önemli gelişmeler yaşanıyor. Hem topraksız tarım hem de bu konuda ülkemizde yürütülen çalışmalarla ilgili sorularımızı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir’e yönelttik.

Topraksız tarım nedir? Toprakta yapılan tarıma göre avantajları ve dezavantajları nelerdir?
 
Hidroponik tarım, topraksız bir ortamda bitki yetiştirmekte kullanılan bir yöntem. Bitkiler ihtiyaçları olan besin elementlerini toprak yerine bitkinin ihtiyacı olan minerallerin özel olarak hazırlandığı besin solüsyonundan karşılıyorlar. Bu nedenle, bitkiler toprak ortamda yaptıkları gibi besin maddelerini bulmaya çalışmak yerine, besin elementlerini kolay bir şekilde doğrudan bu solüsyondan alabiliyorlar.
 
Topraksız tarımda, bitkileri ve bitkilerin kök sistemlerini desteklemek için genellikle kum, turba, vermikülit, perlit, hindistan cevizi, kaya yünü veya genleştirilmiş kil agregası gibi yetiştirme ortamları kullanılıyor. Ancak; yetiştirme ortamının kendisi bir besin kaynağı değil.
 
DAHA FAZLA VERİM ALINIYOR
 
Topraksız tarım sistemi, toprakta yapılan yetiştiriciliğe göre önemli üstünlüklere sahip. Modern işletmelerde yıl boyu sürekli üretimin yapılabilmesi ve birim alanda daha fazla bitkinin bulunması nedeniyle toprakta yapılan üretime göre daha yüksek verim alınıyor. 
 
Seralarda ürün miktar ve kalitesinin artmasında, uygun iklim koşullarının sağlanması, yeterli ve dengeli bitki besleme programlarının uygulanması etkili oluyor. Besin çözeltisinin içeriği ve tuz miktarı değiştirilerek, bitkilerin generatif ve vegetatif gelişimini ayarlamak mümkün. Besin çözeltisi doğrudan bitkinin kök bölgesine verildiği için kullanılan su ve gübrenin etkinliği artıyor ve dolayısıyla daha az su ve gübre kullanılıyor. 
 
Yetiştirme ortamı olarak kullanılan materyaller steril olduğu için dikim öncesi tarımsal ilaç kullanımı gerekmiyor. Genellikle iklim kontrollü seralarda üretim yapıldığı için, bitkiler hastalık ve zararlı ile düşük sıcaklık gibi stres faktörlerinden daha az etkileniyor. Bitki yetiştiriciliği için uygun olmayan tuzlu, taşlı vb. alanlarda üretim yapılabiliyor. Toprak işleme, çapalama, yabancı ot mücadelesi vb. işlemler olmadığı için işçilik maliyeti de daha az.
 
KÖK BİTKİLERE UYGULANAMIYOR
 
Topraksız tarım sisteminin bazı dezavantajları da var. İlk tesis, yoğun sermaye ve sera, sulama, bilgisayar işletimi gibi başlangıç masraflarının yüksek olması, kalifiye eleman bulunamaması, yeni teknolojilere ihtiyaç duyması, sistemin sürekli izlenmesi gerekliliği, bu dezavantajların başında yer alıyor. 
 
Seraların ısıtılması için jeotermal enerjinin olmadığı yerlerde maliyeti yüksek enerjiler kullanılıyor; dolayısıyla yüksek maliyetli enerji kullanımı da bu dezavantajlar içinde sayılmalı. Ayrıca topraksız yetiştiricilik bütün bitkilerin üretimi için uygun değil. Birçok bitki yetiştirilebilmesine rağmen patates ve havuç gibi kök bitkiler için uygun bir sistem değil.
 
EN ÇOK SEBZE YETİŞTİRİLİYOR
Topraksız tarım konusunda ülkemiz hangi aşamada? Ne kadar alanda ve hangi ürünlerde topraksız tarım yapılmaktadır? 
 
Ülkemiz örtüaltı varlığı bakımından dünyada ilk 4 ülke arasında, Avrupa’da ise İspanya’nın ardından 2’nci sırada yer alıyor. Örtüaltı üretim alanlarımız 2002 yılında 540 bin dekar iken 2019 yılında yüzde 47’lik artışla 790 bin dekar alana ulaşmış durumda. 2020 yılı  itibarıyla 72 ilimizde örtüaltı üretim yapılıyor.

Yorum Yaz


*