Anadolulu Hititlerde Temizlik İmandan Gelirdi

Yazı: Tuluyhan Uğurlu Facebook Hititler Grubundan alınmıştır.

Hititliler Anadolu’nun önceki halkları gibi bir kimsenin temiz (günahsız) olup olmadığını anlamak için suya atıyorlar, batarsa suçlu veya günahkâr, batmazsa temiz olduğuna karar veriyorlardı. Bir fragmanda: “Kim temiz ise hizmetimde kalır, kim temiz değilse, ona karısı ve çocukları ile beraber fena ölüm verilir” denilmektedir. Çünkü Hitit düşüncesinde yalnız suçu işleyen günahkar olmaz tüm aile fertleri de günahkar kabul edilirdi.

Hititlerin tanrıları için gerçekleştirdikleri ibadetlerinin ilk şartı maddi ve manevi temizliktir. Hititliler ritüelleri için temiz olmak durumundaydılar. Çünkü pislik insanın bedenini ve ruhunu beraber kirletir ve insani işlevlerini yerine getiremeyen robot haline getirirdi. İnsanların tanrılar tarafından cezalandırmamaları için ön koşul arınmadır. Söz konusu arınma yalnız düşüncelerde değil bedensel temizlikle yan yana bulunmak durumundadır. Arınmışlık için yıkanma bir ön koşuldur.
Kazılarda yıkanma enstrümanlarının (banyo küvetleri ve yunakların) bulunması ve ritüel öncesi yıkanmanın ön koşul olması, hijyenik yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Metinlerde söz konusu edilen “temiz su”; suyun süzülmüş ve insan kıllarından arınmış olmasını tanımlamaktadır.
 
Hititler M.Ö. 2000’li yıllarda Anadolu’da 800 yıl süren bir devlet kurmuşlardır. Diğer imparatorluklar gibi yükselme devrinin arkasından parçalanma söz konusu olmuştur. Hititler daha sonra baskın gelen diğer devletlerin egemenliğinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Hititlerin Anadolu’ya nereden geldikleri konusunda farklı görüşler olmasına karşın kuzeyden, Karadeniz üzerinden geldikleri düşüncesi ağırlık kazanmaktadır. Hititlerin en önemli özelliklerinden ilki Anadolu’ya sefer düzenleyerek; yerli halklarla savaşarak gelmemişlerdir. Hititlerin Anadolu’ya göç etmelerinin en temel nedeni yaşadıkları topraklarda kuraklık olması olasılığıdır. Çünkü Hititlerin mitolojilerinde yer alan ve en önemli tanrıları olan “Fırtına tanrısı”na yakararak topraklarına geri gelmesini istemekte ve suya olan gereksinimlerini anlatmaktadırlar.
 
Anadolu’da ilk imparatorluğu kuran ve yaklaşık 800 yıl boyunca hüküm süren Hitit döneminde dini gerekçelerle fiziki temizlik uygulamalarını gerçekleştirdikleri görülmektedir. Bu durum, Hititlerin tanrıların arzularını yerine getirerek gazaplarına uğramama ve yardımlarını almayı istemelerinden kaynaklanmaktadır. Tanrılar uygulanan törenlerin büyük bir bölümünü oluşturan temizlik uygulamalarında öncelikli amaç, insanın, toplumun ve kentin arınmasıdır. Bu çağ insanı ruhsal kirlenmeyi fiziksel kirlenmenin bir parçası olarak değerlendirmiş ve uyguladığı bazı ritüellerle giderilebileceğini düşünmüştür. İnsanlar, dini törenlerde ruhsal kirlerinden arınmak için yıkanmışlar, temiz giysiler giyinmişler, güzel kokular sürünmüşlerdir.

Hititlerde temel etik değerin “temizlik” olduğu söylenebilir. “Temiz” sözcüğü yalnızca somut anlamda “kirli olmayan” anlamına gelmemekte, aynı zamanda “iyi, doğru ve haklı” anlamlarına da gelmektedir.
 
Kişisel temizliğin ruhsal arınmanın da ön koşulu olduğu, bedenin ötesine geçip ruhu arıttığı ve tanrılar tarafından kabul edilmelerine aracı olduğu düşüncesi yaygınlık kazanmıştır. Ayrıca fiziksel temizlik uygulamaları, insanın uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesi için bedenine özen göstermesi gerektiği fikrinin kabul görmesi ortaya çıkmıştır. Bu gelişmeler sonucu insanın fiziksel özellikleri bilinçli olarak kabul edilmiş, denge kuramını oluşturmuş, fiziki çevreyi bu bağlamda değerlendirmiş ve yine denge kuramına paralel olarak yaşamı idame ettirmek amacı ile fiziki temizliğin yanı sıra fiziksel özelliklerini geliştirecek spor aktivitelerine yönelmişlerdir. Bu bağlamda eğitim ve spor amacı ile kurulan gimnazyumlarda, manevi değerleri temel alan asklepieonlarda ve rasyonel tıp uygulamalarında kişisel temizlik öncelikli olarak yer almıştır.
İnsanlar tedavi öncesi ve sonrası, spor yapmadan önce ve sonra vücutlarını yıkamış, yağlarla ovmuşlar.
Hitit düşünce dünyası dini referanslara dayalı olarak biçimlenmiş, hem dünyayı algılama ve kavramları tanımlama hem de toplum yaşamını kurallara bağlama dinsel inançlar çerçevesinde gerçekleşmiştir. HİTİT SU ANITI/ BEYŞEHİR KONYA
 
 

Yorum Yaz


*