Kaynak: https://www.herkesebilimteknoloji.com/
Ağaç halkalarını inceleyen alt bilim dalına dendrokronoloji deniyor. Ve bu alanla uğraşan bir dendrokronoloğun gözünden bakıldığında her ağaç benzersiz özellikler taşıyor. Öyle ki sert kabuğunu soyduğunuzda canlı bir “belge” ile karşılaşıyorsunuz. Çünkü her ağaç, hayatı boyunca yaşadıklarını, sanki günlük tutarmış gibi halkalarında kayıt altına alıyor.
Ağaç halkaları, suyun hazır bulunma durumuna bağlı olarak değişken genişlikte yıllık büyüme bantları olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla her bir ağaç halkasının gelişimi benzersizdir. Bilim insanlarının dünyanın farklı yerlerindeki ağaçlardan topladıkları bu “parmak izleri”, karşılaştırma yoluyla geçmiş iklim ile ekosistemlere ve hatta geçmiş medeniyetlerin yaşamlarına bile ışık tutabiliyor. İnsanların ve ağaçların tarihleri uzun zamandır iç içe geçmiş durumda. Ağaç halkası araştırmacısı Valerie Trouet de yeni kitabı Tree Story’de (Ağaç Hikâyesi) bu kaynaşmaya ışık tutan dendrokronolojinin merak uyandıran tarihini inceliyor.
Ağaçlarla insanların iç içe geçen hikâyesi
Bu alt bilim dalının, bir botanist veya biyoloğun değil de bir asırdan daha uzun bir süre önce bir gökbilimcinin özel ilgisi üzerine doğması da hikâyeyi oldukça ilginç kılıyor. O isim, yani Andrew Ellicott Douglass, Güneş döngülerinin Dünya’nın iklimini nasıl etkilediği hakkında bilgi edinebilmek için ağaç halkalarıyla ilgileniyordu. 1894’te Lowell Gözlemevi’nde çalışırken bu iki fenomen arasındaki ilişkiyi bulmasının ardından 15. yüzyılın ortalarına kadar uzanan bir geçmişe dayanan ağaç halkalarını toplamaya başlamıştı.
Ancak Douglass’ın çalışmalarını daha ileriye götürecek olan şey, daha da eski bir veri kaynağı olarak ABD’nin güneybatısındaki Puebloan yerlilerinin kalıntılarını içeren sit alanından gelen eski ağaçlar olacaktı. Bu desenleri, arşivindeki ağaç halkası örnekleriyle birleştirerek bölge için uzun bir kronolojik ağaç tarih oluşturmuştu. Bu, dendrokronoloji biliminin doğuşuydu. Bu yeni teknik sayesinde Douglass, 10. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar farklı Puebloan sahalarının yaşlarını hesaplayarak uzun süredir devam eden bir gizemi de çözecekti.
Douglass’ın bilimsel mirasını sürdüren Valerie Trouet, son kitabı Tree Story’de, ağaç halkalarının insanlık tarihindeki önemli anları belgelediğini ifade ediyor. Sözgelimi Orta Asya’da 1211’den 1225’e kadar yaşanan olağandışı “ıslak” yılların, Cengiz Han’ın ordularını beslemek için bir avantaj haline gelerek Moğol İmparatorluğu’nun hızlı genişlemesinin anahtarı olabileceğini düşünüyor. Bununla birlikte daha yakın tarihteki olayların izleri de ağaç halkalarında kayıt altına alınmış durumda. Örneğin 1986’daki Çernobil nükleer santral faciası, o günden bu yana hayatta kalan çam ağaçlarında izini belli ediyor.
Dendrokronoloji alanı adeta bir dedektiflik çalışması gibi. Mesela 18. yüzyıl Avrupa’sının en ünlü müzik aletleri üreticisi Antonio Stradivari’nin elinden çıktığı iddia edilen ve 20 milyon dolar değer biçilen bir kemandaki ahşap desenler, dendrokronoloji sayesinde sadece kemanın yaşını değil coğrafi kökenini de doğrulayacaktı.
Dendroklimatoloji, iklim değişikliğinin etkilerini ortaya koyuyor
Ağaç halkası verileri, bilim insanlarının gezegenin yakın tarihini yeniden değerlendirmelerine de yardımcı olarak geçen yüzyılda gözlenen dramatik ısınmayı vurgulamada da etkili oluyor. Ağaç halkalarında iklim değişikliğinin izlerini süren bir bilim dalı olan dendroklimatoloji uzmanları, Science’da yayımladıkları yeni çalışmayla, ABD’nin güneybatısındaki ağaç halkalarını inceleyerek 2000-2018 yılları arasındaki kuraklığın, son 1200 yıl içinde bölgedeki en şiddetli kuraklıklardan biri olduğunu ortaya çıkarıyordu. Araştırmacılar, son kuraklığın insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle “% 47 daha şiddetli” hale geldiğini söylüyor. Columbia Üniversitesi’nden hidroklimatolog Park Williams ve meslektaşları, bu bulguyu, ABD ve kuzeybatı Meksika’daki 1.586 sahadan binlerce ağaç halkası kayıtlarını bir araya getirip bölge için yaklaşık 800 yılına kadar giden bir iklim tarihi oluşturarak elde edecekti.
Douglass’ın da çalışmış olduğu Arizona Üniversitesi’nin Ağaç Halkası Araştırma Laboratuvarı’nın bir üyesi olan dendroklimatolog Trouet de Dünya’nın geçmiş iklimini incelemek için ağaç halkaları kullanıyor. Halkalara bakarak iklim değişikliğinin izlerini sürüyor. Trouet, Dünya’daki “en eski ve en az rahatsız olan” ağaçları bulmak için yaptığı titiz kovalamacadan “heyecan duyduğunu” söylüyor.
Yaptığı incelemeler sırasında Kuzey Afrika’daki “Kuzey Atlantik Salınımı” olarak bilinen büyük ölçekli bir hava modeliyle bağlantılı olan Kuzey Afrika’daki Orta Çağ kuraklık dönemlerinin tanımlamasına yardımcı olan Trouet, bu olayın, Avrupa’da belgelenmiş bir sıcaklık periyodu olan Orta Çağ İklim Anomalisi’nin de olası nedeni olduğunu düşünüyor.
O ve meslektaşları, şimdilerde Kuzey yarımküreyi çevreleyen yüksek hızlı hava akımı (jet akımı) rüzgârlarının zaman içinde nasıl değiştiğini izlemek için Avrupa’daki ağaç halkalarını inceliyor. Bu rüzgarların ne kadar güneye dalabileceği ve kıvrılabileceğini gösteren jet akımı dalgalanmaları, kuzey enlemlerindeki fırtına desenleriyle bağlantılı. Bu bağlantıları çözen Trouet, gezegenin iklimi değiştikçe fırtınaların gelecekte nasıl değişebileceğine dair ipuçları elde edilebileceğini savunuyor.
Çalıştığı alana tutkuyla bağlı olan Trouet, “Ağaçlar muhteşemdir” diyor, “Ve birbiriyle eşleşen ağaç halkası desenlerini bulmak, bir bulmacayı çözmek gibidir; bağımlılık yapar.”
Yazı: Batuhan Sarıcan (batusarican@gmail.com)
Kaynakça:
https://www.sciencenews.org/article/tree-story-book-explores-what-tree-rings-can-tell-us-about-past
https://www.wildculture.com/article/history-world-written-rings/1865
https://www.sciencenews.org/article/climate-change-made-southwestern-u-s-drought-worst-1200-years